Anadolu’da Bulgur
Bulgur, Anadolu’nun en eski besinlerinden biridir. Bundan binlerce yıl önce bu topraklarda üretilen bu yiyeceğin besin değerinin muadillerinden çok daha üstün olduğu bir gerçek. Buğdayın kabuklarıyla kaynatılmasından kaynaklanan bir değer bu. Üstelik tatlısıyla tuzlusuyla sofralarımızın da baş tacı.
Sarıkamış Harekatı’nın yıl dönümünü yaşıyoruz
Elbette bu özel ve önemli gün, bize bu topraklar için atalarımızın hangi koşullarda, nasıl büyük fedakarlıklarla mücadele etmiş olduğunu tekrar hatırlatıyor. Benimse mesleğim gereği hatırladığım bir şey daha var:
Bulgur;
Sarıkamış, ağır kış koşulları gereği diğer cephelerden farklı olarak bulgurun en çok tüketildiği yer oldu. O günlerde neredeyse askerin en temel gıdası olan bulgur aslında Anadolu’nun en eski besinlerinden biridir.
Bundan binlerce yıl önce bu topraklarda üretilen bulgurun besin değeri açısından da muadillerinden çok daha üstün olduğu bir gerçek. Buğdayın kabuklarıyla kaynatılmasından kaynaklanan bir değer bu. Çünkü içine nisbeten kabuğunda bolca B grubu vitaminleri ve mineral barındırıyor. Kaynama sırasında suya geçen vitaminler, suyu çektirme esnasında buğdayın her zerresine nüfuz ediyor. Bu açıdan bir bulgur pilavı, pirinç pilavından kat kat üstün bir gıdadır.
Ustalık Bu Topraklarda
Bugün Amerika gibi dünyanın büyük ülkeleri, Anadolu topraklarında icad edilen bulguru üretip satıyorlar. Fakat muhakkak ki asıl ustalık, bu topraklardadır. Geçtiğimiz yıllarda Gaziantep’te bir bulgur festivali düzenlenmişti. Türkiye’nin genç aşçıları, usta isimlerle birlikte bulgurun hemen her halini festival katılımcılarına sunarak Türk Mutfağı’na büyük katkılar yaptılar.
Ben de türküler gibi, edebi eserler gibi, el ürünleri, sanat eserleri gibi yemeklerin de kültürün önemli bir ögesi olduğunu bilenler olarak bulgurun pilavla sınırlandırılamayacak bir lezzet olduğunu bir kez daha hatırlatalım istiyorum. Mutfaklarımızda, her haliyle bulguru bulundurmak, ikram etmek, hem beslenmemiz hem de kültürümüz için oldukça önemli. Gelin bu hafta, tatlıdan tuzluya bulgur tariflerine göz atalım. Sağlıklı, mutlu pazarlar dilerim.
Anadolu'nun vazgeçilmezidir bulgur.
Sofaralardan eksik olmayan baş tacıdır.
Afiyetle yediğimiz bu besinin insan sağlığı için ne gibi faydaları olduğunu okumuş muydunuz hiç?
Bulgur nasıl yapılır?
Bulgur, buğdayın kaynatılması, kurutulup kabuğunun soyulması ve değirmende öğütülmesiyle elde edilir.
Tahıl grubu beslenme pramidinin tabanında yer alan bulgur, sağlıklı beslenmenin vazgeçilmez gıdalarından biridir.
Protein Deposu Bulgur
Bulgurun Faydaları Nelerdir?
Sadece su ve buğdaydan oluşur ama protein, mineral, vitamin, posa ve lif açısından oldukça zengindir.Bunların yanında karbonhidrat değerinin düşük olması da onu değerli bir besin haline getirir.
Sarı ve esmer olmak üzere 2 tür bulgur vardır ancak boyutlarına göre de pilavlık ya da köftelik olarak ayrılırlar. Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Kansere karşı koruyucu özelliktedir
B vitamini deposudur.
İçerdiği B1 vitamini, sinir ve sindirim sisteminin güçlenmesine yardım eder.
Çinko, magnezyum ve krom gibi mineraller içerir.
Günlük lif ihtiyacı 1 tabak bulgurla karşılanabilir.
İçerdiği folik asit, anne karnındaki bebeğin zeka gelişimi üzerinde etkilidir.
Kan şekerini yükseltmez.Kilo aldırmaz.
Hazmı kolaylaştırır
Protein değeri pirinçten daha zengin
Doktorlar bulgurun, vitamin ve protein yönünden pirince oranla daha zengin olduğu da bildiriliyor.
Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü'nce yapılan bir araştırmaya göre, bulgur, pirince göre 4 kat kalsiyum, 4 kat demir, 2 kat fazla protein içeriyor.
Araştırmada, 100 gram pirinç ve bulgurun, öncelikle enerji yönünden karşılaştırıldığı belirtilerek, şöyle denildi:Bulgur, insan vücuduna 350, pirinç ise 360 kalori enerji veriyor.Protein yönünden karşılaştırdığımızda, bulgurda 12,5 gram, pirinçte 6,7 gram protein bulunduğu görülüyor.Pirinçteki 10 miligram kalsiyuma karşılık, bulgurda 40 miligram kalsiyum mevcutdur.Pirinç, 0.9 miligram demir, 0,08 miligram B1 vitamini, 0,03 miligram B2 vitamini, 1,6 miligram niasin, bulgur ise 3,5 miligram demir, 0,4 miligram B1 vitamini, 0,04 miligram B2 vitamini ve 4,3 miligram da niasin içeriyor. Demir oranı ıspanakdan daha fazla
Bulgurda, bazı sebzelerden daha çok demir bulunduğu da kaydedilen araştırmada, "Vücudunda demir eksikliği bulunanlara ıspanak yemeleri öğütlenir. Fakat porsiyon yününden karşılaştırıldığında, ıspanakta 3,2 miligram, bulgurda ise 3,5 miligram demir olduğu görülür.Vitamin ve protein yönünden pirinçten daha zengin olan bulgurun, fiyat yönünden daha ucuz olduğuna da işaret edilen araştırmada, bulgur tüketilerek, vücudun ihtiyacı olan vitamin ve proteinin daha ucuza karşılanabileceği kaydedildi.
Bulgur Nedir?
Bulgurun Tarihçesi
Dünyada ilk işlenen gıda maddelerinden biri olan bulgur, Moğol İmparatoru Cengiz Han'ın seferlerinde ordu erzakları arasında yer almıştır.
Çin'de Kutsal Bitkilerden Biri
MÖ 2800'de Çin İmparatoru Shen Nung, bulgurun ana maddesi olan buğdayı; pirinç, darı, arpa ve soya fasulyesiyle birlikte beş kutsal bitkiden biri olarak belirlemiştir.
İncilde De Geçiyor
Hıristiyanların kutsal kitabı İncil de, eski Babil, Hitit ve İbrani halklarının 4 bin yıl önce, Mısırlıların ve Doğu Akdeniz'de kurulu diğer uygarlıkların da MÖ 1000 yılında pişirilip kurutulmuş buğdayı kullandıklarını göstermektedir.
İncil araştırmacılarına göre bulgur, yarı kaynatılıp güneşte kurutulmuş buğdaydan elde edilen ve "burghul", "burghoul", "balgour", "boulgur" gibi çeşitli şekillerde yazılan gıda maddesidir.
Bulgurun, kendisi gibi adı da binlerce yıl öncesinden bugüne kadar gelmektedir. Birçok Batı dilinde de bulgur, Ortadoğu halklarının kullandığı şekliyle, yani "bulgur" olarak geçmektedir.
Araplar Altın Bulgur Diyor
Arapça telaffuzdan dolayı, Arap ülkelerinde “burgul” olarak adlandırılmaktadır. Ermeni yemek kültüründe bulgurdan yapılan pilava altın pilav denmektedir.
Yine bazı bölgelerde bulgur, “ala, birghil, pourgoun (Cypriot)” olarak da bilinmektedir (Bayram ve Öner 2002, Haley ve Pence 1960, Kent 1975). Anadolu ve Mezopotamya'da doğup, dünyaya yayılan bulgur evrensel bir damak tadı olma yolundadır.
B3, B5, B6 vitaminleri içermekte olan bulgur aynı zamanda protein dolu bir gıda olma özelliği taşımaktadır. Bol lifli bir yapıya sahip olan bulgur yöreden yöreye değişik isimlerle anılmaktadır. Adana’da karakılçık olarak adlandırılan bulgur, Irak’ta siyez, bazı bölgelerde ise kavılca ve gernik gibi isimlerle bilinmektedir. Değişen isimleriyle karşımıza çıkan bu mucizevi ürün değişmeyen Lifli yapısıyla sindirimi kuvvetlendirmekte ve bağırsak hastalıklarını önlemektedir.
Bünyesindeki folik asit oranı fazla olması sayesinde hamileler için de sık tüketilmesi gereken bir gıda olarak karşımıza çıkmaktadır. Yağ oranı düşük olan bulgur, kilo ve benzeri sağlık sorunlarına yol açmamakta ve içerdiği B1 vitamini ile de sinir sistemini kuvvetlendirmektedir.
Bulgurun Çeşitleri Nelerdir?
Bulgur; sarı bulgur, esmer bulgur, kepekli bulgur olmak üzere üç ana kola ayrılmaktadır. Bu ana gruplar diğer bulgur çeşitlerini meydana getirmektedir. Buğdayın öğütülme işleminden geçmesi ile tüm bulgur türleri isteğe göre elde edilebilmektedir.
Bulgur çeşitleri ve Kullanım Alanları Nelerdir?
İri bulgur:
Pilav yapımı için en ideal bulgur çeşididir.
Pilavlık bulgur:
Kullanımı en yaygın bulgurdur.
Köftelik bulgur:
İnce bulgur sınıfındandır.
İnce köftelik bulgur:
En ince bulgur çeşididir.
İnce pilavlık bulgur:
Diğer ismi Midyat bulgurdur. İç Anadolu ve Doğu Anadolu’da kullanımı pek yaygındır.
Esmer pilavlık bulgur:
Esmer buğdaydan üretilmiş oldukça sağlıklı bir bulgur çeşididir.
Esmer köftelik bulgur:
İnce bir bulgur çeşididir. Daha çok çiğ köfte yemeğinde kullanımı görülür.
Kepekli pilavlık bulgur:
Buğdayın kabuk kısmı daha az soyularak elde edilen bir bulgur çeşididir.
Kepekli köftelik bulgur:
Kepekli pilavlık bulgurun ince çekilmiş hâlidir.
Bulgur Nasıl Yapılır?
Bulgur her ne kadar artık fabrikalarda üretiliyor olsa da köyde ve yapımının rahatça hazırlanacağı hemen her yerde rahatlıkla yapılabilmektedir. Hazırlanıp iki katı su ile harmanlanan buğdaylar büyük kazanlarda haşlanır. Haşlanan Buğdayların suyunu çekmesi ve şişmesi gerekmektedir. Bu nedenle kazanda su kalmayana kadar haşlama işlemi gerçekleştirilir.
Daha sonra iyice haşlanan buğdaylar temiz bir örtünün üzerinde ve güneşte belirli bir süre kurumaya bırakılır. Kuruma işleminden sonra, özel taş havanda üzerine su eklenerek dövme işleminden geçirilen buğdayların kabuklarından ayrılması sağlanır.
Kabuklarından ayrılan buğdaylar son olarak tekrar güneşte kurutulur ve taş gibi yabancı maddelerden ayıklanması amacıyla eleme işleminden geçirilir. Böylelikle kepeklerinden ve yabancı maddelerden ayrıştırılan buğday öğütülme işleminden geçer. Bu işlem sırasında da isteğe göre isimleri yukarıda sıralanmış olan bulgur çeşitleri elde edilebilir.