Seyahat Uyarısı Almanları Engellemedi
Alman bakanın seyahat uyarısı sonrası korkulduğu gibi iptaller yaşanmadığını belirten TÜRSAB Yurt Dışı Temsilcisi Hüseyin Baraner, satışların aynı şekilde sürdüğünü bildirdi.
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yurt Dışı Temsilcisi Hüseyin Baraner, Türkiye ile Almanya arasındaki turizm ilişkilerinin 40 yıldır dünyaya örnek gösterildiğini belirterek, "Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in Türkiye'ye seyahat uyarısını sertleştirmesi tesir etmedi. Biz iptaller gelir diye korkuyorduk, o iptaller gelmedi. Satışlar aynı şekilde devam ediyor." dedi.
Almanya'da farklı turizm şirketleri bulunan Baraner, Türkiye ile Almanya arasındaki turizm ilişkilerinin 40 yıldır dünyaya örnek gösterildiğini söyledi.
Antalya ve Ege sahillerini ilk defa keşfedenlerin arasında Alman turistler olduğunu hatırlatan Baraner, Almanların Türkiye sahillerini çok sevdiğini ve buralarda tatil yapma isteklerinden dolayı 1980'li yıllarda yatırım heyecanının arttığını ifade etti.
Baraner, 1983'ün Mayıs ayında ilk Almanya charter uçağının Türkiye'de Antalya'ya indiğini ve bunun devamında her gün Antalya'ya 100 turistin geldiğini anlattı.
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vizyonuyla 1983'den itibaren turizmde yatırım seferberliği başlatıldığını dile getiren Baraner, Akdeniz sahillerinde sürekli yeni otellerin açıldığını ve bölgeye gelen turistin yüzde 80'inin Alman olduğunu anımsattı.
Yaklaşık 40 yılda iş birliklerinin, manevi bağların, dostlukların oluştuğuna işaret eden Baraner, Almanya'daki seyahat acentelerinin Türkiye'deki otellere destek verdiğini, turist sayısının 5 milyona kadar çıktığını ifade etti.
'Her yerin kendine has sorunları var'
Alman turistlere zaman zaman pozitif ayrımcılık yaptıklarını belirten Baraner, dünyada hiçbir tatil yöresinin eskisi kadar masum olmadığını ve her yörenin kendine has sorunları olduğuna değindi.
Baraner, "Almanya-Türkiye arası ilişkilerin sıcak tutulması Türk turizmi için son derece önemli. Çünkü Alman turistin gelmediği destinasyonların ticari olarak ayakta kalması çok zorlaşıyor." dedi.
Almanya'nın dünyaya en büyük turist gönderen ülke kapasitesine sahip olduğuna dikkati çeken Baraner, bu ülkenin Türkiye'ye çok uygun müşteri profiline sahip olduğunu kaydetti.
'1001 Alman, Türkiye'ye gelecek'
Özellikle çocuklu Alman aileler, emekliler ve sporcuların Türkiye'ye çok düşkün olduğunu vurgulayan Baraner, "Alman pazarı bizim için büyük bir potansiyel oluşturuyor. Eylülde Almanya'daki federal parlamento seçimlerinden sonra iki tarafın da yumuşayacağına, eski ilişkilerin yeniden düzeleceğine hatta yeni işbirliğinin geliştirileceğine inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Türk otelciler olarak "1001 Dost Projesi" ile 2018 yılında bin bir Alman'ı Türkiye'ye davet edeceklerine anlatan Baraner, projenin Almanya'da başladığını bildirdi.
Almanya'dan diğer ülkelere giden turistlerin bir kısmının sıkıntılı tatil geçirdiğine değinen Baraner, şunları söyledi:
"Aradıklarını bulamadılar, onun için Türkiye'ye dönüş var. İnsanlar siyasetten sıkıldı iki tarafta da artık normale dönmek istiyor. Bu da piyasaların önünü açıyor. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'ın Türkiye'ye seyahat uyarısını sertleştirmesi tesir etmedi. Biz iptaller gelir diye korkuyorduk, o iptaller gelmedi. Satışlar aynı şekilde devam ediyor.
Satışlar böyle devam ederse her şeye rağmen çok iyi bir ekim-kasım ayı yaşayacağımıza inanıyorum. Geçen yıl 3 milyon Alman gelmişti, bu yıl 3,5 milyon Alman'ı geçeceğimize inanıyorum ve 2018 yılında da 4 milyonu yeniden aşacağız. Türkiye'ye en iyi yılımızda 5,5 milyon Alman gelmişti."
Baraner, Almanya'da önemli bir televizyon kanalının Türkiye'den dönen tatilcilerle röportaj gerçekleştirdiğini ve hepsinin güzel açıklamalar yaptığını ifade etti.
'Türkiye'de 6 bin 800 Alman sermayeli şirket bulunuyor'
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin de Türkiye ile Almanya'nın geçmişe dayanan güçlü bağları ve birikimle kurulmuş ticari ilişkileri olduğunu söyledi.
İki ülke arasında 35 milyar doları aşan bir ticari hacminin söz konusu olduğuna dikkati çeken Çetin, "Karşılıklı ciddi yatırımlar yapılmış durumda. Türkiye'de 6 bin 800 civarında Alman sermayeli şirket bulunuyor. Milyonlarca Türk kökenli insanımız Almanya'da ikamet ediyor, orada üretiyorlar, ekonomiye dinamizm sağlıyorlar." dedi.
Antalya ile Almanya'nın da ilişkilerinin çok daha güçlü olduğunu anlatan Çetin, şunları kaydetti:
"Almanya, turizmde Rusya ile en büyük ikinci pazarımız. Bu ülkeden her yıl 3 milyonun üzerinde turist ağırlıyoruz. 300 milyon doların üzerinde ticari hacmimiz mevcut. Binlerce Alman kentimizde ikamet ediyor, birlikte komşu olarak yaşıyoruz. Odamıza kayıtlı 3 bin 100 yabancı ortaklı firma içerisinde 450 Alman ortaklı firma bulunuyor. Almanya ve Antalya sivil toplum örgütleri arasında güçlü bağlar kurulmuş durumda."
Kurulan iş birliği sayesinde birçok alanda birlikte ilerleme imkanı olacağını bildiren Çetin, bu birlikteliğe, bölgedeki ekonomik gelişmeleri yönlendirme, göç politikaları ve mülteci sorunları gibi alanlarda da ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Son dönemde siyasi zeminde istenmeyen bir gerginliğin yaşandığını dile getiren Çetin, "Biz de 'eski dost düşman olmaz' diye bir söz vardır. Karşılıklı çıkarlarımız için yaşanan bu gerginliğin yılların birikimiyle kurulmuş güçlü bağlarımıza daha fazla zarar vermeden bir an önce sonlanacağına inanıyorum." diye konuştu.