Sen Bir Tuzluksun !
Evet, o halde sende bir tuzluksun veya tuzsun veya tuzlukta barındın.
Yiyecek ve içecek tabanlı yetkinliğim ile algımdaki tuzluk kelime karşılığı içine tuz konulan kaptır…
Etik bulmadığım, bir türlü kabullenemediğim söylemin ölçümlenmesi neticesinde, anladığım ise Türk dil kurumunda da kelime anlamı karşılığı bulunan " Otlayan hayvanların tuz gereksinimini karşılamak üzere, öğütülmüş kaya tuzlarının, yağmurdan korunmasını ve hayvanların rahatça yararlanmasını sağlayan üstü kapalı yer. " anlamı öncelikli değerlendirmemdir.
İfadene göre; hazır yalaktan kurtulmuşken neden mesleki hayallerini bundan böyle ki yaşında özellikle davranış üslubunla ihtiyar baston takviyesi ile turistik seyahatler planlayarak geçirmiyorsun! Özellikle Konya ve Aksaray illerimizin sınırında kesiştiği yerdeki Tuz Gölüne Genel söylemlerinde inandırıcılığın yok… Hastalıklı ihtiyar saçması. İnan ki yüzünden belli… Uzman olmaya gerek yok. Bugüne kadar da ülkeye hizmet ettiğine inanmıyorum. Kendine ve hırsına çalışmışsın. Ben buna inanıyorum.
Sonra, o barınağın tuz nimetinden yıllarcana yararlandın veya barındın. “ Tuz ekmek hakkını bilmeyen kör olur.” Bu bir deyimdir. Yani, iyiliğini gördüğü, ekmeğini yediği kimseye karşı saygısızlık ve hainlik eden kişinin sonu iyi olmaz diye.
Nimetinden yararlanırken veya barınırken yapamadıklarını şimdi mi yapacaksın? Turizmmiş, hayal meyal miş. Geeeç… Daha mı büyük hedeflerin vardı da gerçekleştirmediler mi? Veya gerçekleştiremedin mi?
Amacın içinde yüksek ego ile ukde kalan hedefleri gerçekleştirmek mi? Yolun; Hırsı yeteneğinden yüksek olan insanlar, başarmak için hileye başvururlarmış yoksa öyle bir şey mi? Yoksa insanlık halidir deyip belki de tuz yalağın da geçen sürecinin bireysel intikamını almak için tüm camiayı kırıp, geçirip, kandırıp desteğene çekip Türk Turizm Endüstrisini bir felaketin içersine mi, çekmek hedefin diye düşünmeden kendimizi alamıyoruz artık ki yön veren tepe destekçilerinin de üslup davranışları hedef istikameti ile bu yansımadadır. Öfkeler tavan yapmış. Etik duruş yok. Saygı yok! Deneyimledik, tecrübe ettik. Hatta belgeledik de.
Nedir bu kişilere saldırma?
Nedir bu itibarsızlaştırma?
Bırakınız kişilere olan saygınlığı? Meslek veya zanaatlara bile saygınız yok. Hele turizmin içerisindeki bir mesleğe… “ Tadımız tuzumuz kalmadı. “ Bilinse ortalık ayağa kalkar. Onunda zamanı gelecek. Açıklayacağım. Bakalım ne yapacaksınız?
Nedir bu aşağılama? Sadece sizin mi beyinleriniz çalışıyor?
Türk Turizm Endüstrisinin enstrümanı sadece acenta mı? Gözünüz hiçbir şey görmüyor?
Gerçi bunu da hazırlanmış kılıfında başkasına da atılır ya! Bir sürü şeyi acentecilik dışında ondan öğrendik denilerek… Çamuru at izi kalsın misali.
Acenteciliğin ne olduğunu başkalarından öğrendiğinizi iddia ediyorsunuz. Acenteciliğin ne olduğunu anlamış değilsiniz ki...
Daha turist rehberliğin ne olduğunu bilmiyorsunuz ki Hele Soyut kültürel mirasın somut bir yansıması olan yiyecek ve içeceğimiz, Türk Gastronomisinin ve gastronomisinin zanaatkârlarının bile önemini bu ülkede kavrayamamış acentecilik yetkinliğinden mi bahsediyorsunuz… Tüm turizm öğelerinin bilgisine sahip değilsiniz siz. Siz hele hiçbir şey yapabilecek kabiliyette değilsiniz.
Sizin gastronomi adına tek bildiğiniz şey tuzluk, onunda içine ettiniz… Bir de “ Aş tuz ile tuz oran ile “ bir deyim vardır. Bunu bilmeyen yoktur bizim kültürümüzde!
Size göre, Birde bizzat yıllarcana tuzluğunda ve yalağında bulunduğunuz veya barındığınız barınağın son dört yıllık dönemini; Tüccarlık, Kurnazlık ve Yağma dönemi olarak adlandırıyorsunuz… Yahu bu nasıl bir değerlendirme ya! Resmen ihbar… Neden Cumhuriyet savcılığına başvurmuyorsunuz? Bunlar sizden sonra mı oldu?
Lütfen açık olun bu neyin savaşı… Neyi paylaşamıyorsunuz? Seçimlerin ertelenmesinin sebebini kabul etmememle birlikte gerekçeleriyle neredeyse o haklıymış diyeceğim.
Bu arada 250 Milyon Borçta hiç birimizin katkısı yok mu?
Dört Sene Genel sekreterliği, Üç Sene 2. Başkanlık yapılan bir camia da elle tutulur bir proje gerçekleştirmez mi bir insan. Yani, be adama sormazlar mı? “ Siz yedi sene tuzluk muydunuz veya tuz muydunuz veya tuzlukta mı barındınız? “ diye
Yahu koskocaman 7 sene. Meseleye insani bakıyorum... Bir insanın 7 sene içerisinde bir insan ile ağabeyliği kardeşliği olmaz mı? Aynı kaptan yemek yenmez mi? Beraber ağlanıp beraber gülünmez mi?
Nasıl bir insanlık bu ya! Günlerdir hatta ta başından beri hedef istikametinize bitip tükenmeyen saldırılarınızdan bıktık. Kalbi muhabbetiniz ile hiç mi saadetiniz olmadı? Bizler aynı camianın insanıyız. Bir takımız. Geleneksel kültürümüzde ne olursa olsun bir insanın bir büyüğüne bir saygısı vardır. Nasıl bir turizmcilik bu ya! Aday olur veya olmaz veya başkasını destekler veya desteklemez size ne? Bize ne? Komplo teorileri; falan, filan… İtibarsızlaştırıcı kişisel hedeflerinizden vazgeçin… Gerçek Turizmci söylemleri ile böyle davranmaz.
Siz, bu camianın size inandığını hala düşünüyor musunuz? “ Et kokarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa ne yapılır? “ Artık umudunuzu kesin…
İstikamet, aynen Tuz Gölü. Ülkemiz tuz ihtiyacının %40’ı bu gölden sağlanır.
Bırakınız bu camianın ses hizmetine talip olan gençler, artık hizmet etsin… Sizin devriniz bitmiştir.
SK Berfend BER, İstanbul, 2018
PORTFOLYOM
SK Berfend BER