2018 Mutfağımızda Ve Camiamızda Zor Bir İmtihan Yıl Olacak !!!
saygıdeğer okurlarım ; En sonda söyleyeceğimi en başta diyeyim ki dikkatinizi çeksin ! Çok kısa bir süre içerisinde Fransız, İtalyan, İngiliz ve alman şeflerin MYO ve diğer aşçılık okullarımızda özellikle 11 -18 yas gruplarına farklı çalışmalar adı altında ders verdiklerini, kendi mutfaklarını farklı şaklabanlıklar ile sevdirmeye çalıştıklarını göreceksiniz. Sebzelerden ve pasta ürünlerinden domuzcuklar, fareler yapacaklar aynı ikonların içerisine hac işaretleri koyarak genç kardeşlerimizin boyunlarına bunları madalyalar olarak takacaklar.
Ayni yaş gruplarını özel davetiyeler ile katılmaları karşılığında hatırı sayılır ödüller koyup yanlarına alabildikleri kadar satılık dernek ve federasyonlar gibi kurumları alarak bu çalışmalarını daha da büyütecekler. Çünkü bu yabancı markaların kendi ülkelerinde bizim ülkemizdeki kadar müşterisi yok !!! bizim mutfağımızı bozamazlarsa, kendi çizgilerine getiremezlerse kime satacaklar ürünlerini ?
Bunların çalışmaları “fetoşcu” ların dinler arası diyalog yalanı ve şahsiyetsizliği gibidir. Bunu çok iyi bildikleri için 2017 yılındaki Osmanlı ve Türk mutfağının yükselişini ülke sathındaki tercih edilişini hazmedemeyen bu markalar kesenin ağzını açacaklar satılık şeflerimize ve kurumlarımıza market raflarındaki tozlanmaya başlamış bu ürünlerinin tanıtımını daha büyük bütçeler ile daha da iyi yaptırmaya çalışacaklardır.
Hep bir şeyler uyduruyorlar ve bunları Türkiye ve Türk kültürü üzerinde deniyorlar. O kadar çok özentiye sahip işletmeci ve şeflerimiz var ki hemen atlarlar sazan gibi. Sanki üste para vermişler sanırsınız bir de anlatırlar ballandıra ballandıra şaşırırsınız. Yahu bu ülkede gercekten layıkı ile osmanlı ve Türk mutfağı sofrası kurup ortasına’da 3 kuruş para için utanmadan 2,5 litrelik COLA şişesi diken ve örnek diye adlandırılan şefler var.
Şimdi diyorum ki yeniden bu şekerden domuzcukları ve fareleri ve hac işaretli figürleri de İngiliz, Fransız, İtalyan şefler ile birlikte 11-18 yas grubu meslek gönüllüsü kardeşlerimizin boynuna bizden olan işte bu satılık şeflere taktırtacaklar siz de izleyip farkından bile olmadan alkışlayacaksınız !!! “Aç karnınızı Allah doyursun” !!! Daha ne diyeyim ben size? Bundan yaklaşık 3 sene önce dedim ki “Uydurmayın Lütfen Dünya Mutfağı Diye Bir “Konsept” Yoktur, Olamaz ‘Da !” diye bir yazı yazdım.
Neden olamayacağını da ilgili makalemde ilk okul çocuklarının bile anlayabileceği bir dilde anlattım. İlk okul çocukları anladı bu bizim mutfak fakiri şefler ve sabah uyanırken bu gün hangi ülkenin reklamını yapayım diye uyanan işletmeciler anlamadı… Anlayamadılar… Çünkü cehalet paçalarında şelale !!! bu şeflerden bazıları o kadar güzel seyler yapıyorlarki inanamazsınız gerçekten çok güzel ama o kadar güzel seyin arasında öyle bir anda aleyhimize araya öyle bir şey sokuyorlarki “puştluğun daniskası” ona da inanamazsınız !!!
Simdi yeniden onlara diyorum ki; tabanı olmayan bir ideoloji ancak sizin gibi şaklabanların sayesinde 1 eşeğin 3 öğünde yiyebileceği samanın alevi kadar gündemde durur !!! Kendi mutfağınıza sahip çıkın. Gün bizim günümüzdür, zaman bizim zamanımızdır, ayağa kalkmak ve gerçek değerlerimize sarılarak “biziz, buradayız” deme zamanıdır.
Ya ülkemizin coğrafyasının yöresel değerlerine sahip çıkarak çorbada tuzunuz olur, yada dünya mutfağı, Fuzyon mutfağı denen yalanların arkasında yok olur gidersiniz. Bakar mısınız büyük şehirlerimizdeki avm lerde bile konseptler değişmeye başladı artık. Bu değişimin önüne de kimse geçemeyecek. Bu millet kendisine unutturulan bu değerlerinin zenginliğinin farkına vardı artık. Sizler burgerin, pizzanın pesinden koşmaya devam edin ! Bize coğrafyamızdaki pidelerimiz, etli ekmeğimiz, lahmacunumuz yeter kardeşim.
Pizzayı anlata anlata bitiremeyenlere soruyorum; coğrafyamızda kaç çeşit pidemiz var (açık, kapalı, Niksar’ı, Bafra’sı, Konya’sı, lahmacunu vs.) biliyor musunuz? Hiç dikkatinizi çekip araştırdınız mı? Siz bu milletten degil misiniz ? babanızın, dedenizin, ceddinizin mirasını hiç mi merak etmiyor musunuz? Yoksa işinize mi gelmiyor? simdi bu yabancı markalar en kolayını yapıyorlar, veriyorlar parasını ürünlerini tanıttırıyorlar. Ama gün gelecek bu ulkenin şeflerine bunu yaptıramayacaklar. o zaman bizim yaptıklarımıza “biz de ortak olalım, beraber yapalım” diyecekler. bunların takdiği karekteri bu.
Unutmayınız !!! Yahudilere Avrupa’da ve Almanya da özellikle mahzenlerde saklandıkları için “fareler” diyorlardı. Bu kelime onlar icin utanç vericiydi. Yahudi cemaatinin kendilerine takılan bu ismi bilgisayarı kontrol eden “Mouse” verildiğini ve yüzlerce çeşit (şekerleme, oyuncak, tatlı, bisküvi, vs.)projeleri hazırlatıp toplamda 150 milyar dolar harcayarak “Mouse” yani fare objesinin sevimli bir şey olduğunu dünyaya kabul ettirme çabasına dayanır.
Sevgili meslektaşlarım bizim pastamızın üzerinde şekerden farenin ve ya domuz kafasının ne isi var? Yahu siz hangi cemaatten siniz arkadaş? Bunları yaparak Kime, kimlere hizmet ettiğinizin farkında mısınız? Birilerine şirinlik yaptığınızı sanırken “geçmişte, simdi ve gelecekteki” celladınızı alkışladığınızın farkındamısınız ?
Anadolu’mun çorbalılarını, içli köftemi, Kahramanmaraş ‘ımın dövme dondurmasını, künefemi ve baklavama varana kadar Fransız, İtalyan, Alman, Amerikan, İsrail menşeli yabancı markalar market raflarında kendilerine has isimler ile paketlemişler!!! Hepsinin amacıda bellidir. müşterileride bizleriz! uyan ey MİLLETİM uyannn!!! Türk şefleri, Türk işletmecileri ve Türk aileleri bu markalara müşteri olmayacak ve kendi coğrafyasının lezzetlerini bu yabancı markalara indeksletmeyeceklerdir !!!
Saygıdeğer meslektaşlarım bize büyük görev düşüyor. Özellikle camiamızın dernek ve federasyonlarına çok daha büyük görev düşüyor… Büyük düşünelim lütfen. Bu ilgili markaların kendi ülkelerinde Türkiye’deki kadar payları yoktur. Bu markaların çoğunluğu farklı ülkeler olarak gözükse de İsrail malıdır. İsrail dediğiniz ülke ise Türkiye’ye sattığı tohumların yanında 3. -5. Ve 6’ inci ayında kullanılması gereken ilaçları da satıyorsa eğer bu yemek paketlerinin soslarının içinde neler var neler !!!
Yöresel mutfaklarımızın zenginliği saygıdeğer şeflerimiz, fuar ve festivaller düzenleyen şehir yöneticilerimiz tarafında ortaya çıkarılıyor. Bilinçli idarecilerimiz ve üniversiteler tarafından tescilleniyor… yurdumuzun bir çok bölgesindeki meşhur ürünlerimiz coğrafi işaretler olarak kayıtlara geçiyor. Bu yıl çok daha güzelleri olacak bu çalışmaların Allahın izniyle.
Ama unutmayalım onlarda boş durmayacaklar dediğim gibi, kış kışlığını puşt puştluğunu yapar !!! Şimdi ilgili bir gıda marketi markası Türk mutfağını tanıtıyor, reklamlarını yapıyor ve Türk şeflerinin yanındayız diyor !!! yahu bu firmanın nasıl Türk dostu oluyor? Senin devletin Türkiye’ye yıllardır Avrupa’da kök söktüren, her türlü insanlığa , medeniyete sığmayan adilikleri yapan bir devlet.
Sen onun politikalarından çıktığın anda genel müdürün tak diye değişir boşver senize siz !!! kültür desen arada dağlar kadar fark var, dil desen farklı, din desen farklı, Asyada Avrupa’da ezeli tek rakibiniziz ee akrabalık bağı da yok aramızda Türk mutfağı diyerek kimi kandırıyorsunuz siz? Yahudi düzenbazlığı ile Türkiyenin esnafını söğüşlemeye devam eden bir politikanın ta kendisini yapıyorsunuz.
Market raflarınızda Türk ürününe 5 lira diyorsunuz ayni ürünün kendi markanız yada israil markası olan muadiline 4,50 diyorsunuz bunu da bizim şeflerimiz, restoran ve otel işletmecilerimiz yiyor, yutuyor !!! yahu 50 kurusa memleket markası satılır mı ? bu indirimler daha da artacak haberiniz olsun. Bu tür reklam çalışmaları bizleri hıyar yerine koymaya çalışanların sivri zekalılığıdır. Ayni zamanda mutfaklarımızdaki siyasetin ta kendisidir dostlarım gelmeyin bu oyunlara ! unutmayınız ki Anadolu köylerinde tilkiyi çok akıllı diye tavuk kümesine bekçi yapmazlar…
Çok net söylüyorum bu ve bunun gibi markalara ne derse desinler ne yaparlarsa yapsınlar boyunlarındaki kendi kanlarını emen “bit”e bile kanlarını emdirmeye devam ederler ama bize karşılıksız VER-MEZ-LER! Eğer ki veriyorlarsa bilin-ki mutlaka arkasından bizim aleyhimize sonradan çıkacak bir oyunları vardır. Bu ilgili marketin Türkiyede kendi akranında rakip olabilecek oluşumları bir şekilde diskalifiye ettigini, daha proje aşamasında ortaklık adı altında Türk şirketine ajanlar soktuğunu, söz konusu ortaklık anlaşmazlıkları ile işleri kilitlediğini ve Türk marketin inşaatlarının mahkemeler kararınca atıl durumlarda bırakıldığını biliyor muydunuz ? Türk mutfağına destekmiş !!! Siz onları benim pabucuma anlatın !!!
Bundan yıllar önce yine ayni düzenbazlıkla gerçek mutfak değerlerimizin dünya’da ön plana çıkmaması için kendini yenilikçi sanan şeflerimizin önüne füzyon mutfağı diye bir tezgah daha atmamış mıydı bunlar ? Günümüzdeki değerlerimizi yakalamamızı bu tezgah ve düzenbazlıkları kaç yıl gecikmemize mal oldu. Tarihi lezzet miraslarımızı bizler ortaya çıkardıkça bu YABANCI ÜLKELERİN HALKLARI dahi bunlara hesap soracaklar “BİZLERİ YILLARCA PİZZA VE MAKARNA İLE KANDIRDINIZ” diye korkuları bu…
o zamanlarda “Gerçek “Füzyon” Mutfağının Has’ı Osmanlı ve Türk Mutfağı ‘dır” diye bir yazı yazmıştım. Eğer mutfak olarak günümüzdeki prensiplerimizin %-10 o zamanlar yapabilseydik su anda 5-0 öndeydik dünyadaki diğer mutfaklara karşı. Dünyadaki tanıtımımızı bir sekilde engelleyen yine kendi içimizdeki “olmayasıca” kendi şeflerimiz, işletmecilerimiz kurum yöneticilerimizdir…
Dikkatinizi çekerim, her yerden bizleri nasıl adice vurmaya ve parçalayarak birbirimize düşürmeye çalıştıklarının bir ornegini daha vereceğim size. Bu düzenbazlıkların hepsi ayni kapıya çıkar;
“Atatürk olmasaydı kara çarşaflarının içinde hapis kalacaktık” diyen genç kızımızın da farkında olmadan cehaletinin kanıtı “İslam dini olmasaydı cahiliye dönemindeki gibi diri diri toprağa gömülmüş olabileceğini” bilmediği gibi… Şimdi kızımızın cehaletine mi yanalım, yoksa ona gercek islamı yeteri kadar tanıtamadığımız için kendimize mi kızalım? Yoksa birilerine “MAHO” sizi korusun mu demeliyim?
Koord. Has Aşçıbaşı Ahmet Özdemir Osmanlı ve Türk Mutfağı Dünya Gönül Elçisi
| Resmiwebsite | Instagram | Linkedin | Facebook | Google | Academia | TopuzKebab | Kaynakca | @-Mail |