Şeflerin 'öğretmeni' babasının 'yamağı'
İzmir Ekonomi Üniversitesi Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölümü'nü bitirdikten sonra şeflere eğitim veren 29 yaşındaki Seçil Moler, 50 yıldır Girit mutfağının lezzetlerini sunan restoranlarında ise aşçılığı öğrendiği babasına yardımcı oluyor.
izmir'de babasından öğrendiği aşçılığı akademik bilgiyle birleştirip İzmir Ekonomi Üniversitesi Mutfak Sanatları ve Yönetim Bölümünü birincilikle bitiren Seçil Moler, 50 yıldır Girit mutfağının lezzetlerini sunan restoranlarında babasının yardımcılığını yapıyor.
Üniversitede şeflere ders veren 29 yaşındaki Moler, çok küçük yaşlarda babasının yanında aşçılık mesleğiyle tanıştı.
Basmane semtinde yarım asrı aşkın süredir aile işletmesi olarak faaliyet gösteren ve İzmirlilerin "Kemal Abi'nin Yeri" olarak isimlendirdiği restoranda ilk aşçılık dersini babasından alan Seçil Moler, yemek yapmayı sevdi ancak yorucu olması nedeniyle baba mesleğini sürdürmek istemedi.
Liseyi bitirdikten sonra bir üniversitenin büro yönetimine başlayan Moler, küçüklüğünden beri haşır neşir olduğu mutfaktan kopamayacağını anlayınca İzmir Ekonomi Üniversitesi Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölümü'ne kayıt yaptırdı ve 2014 yılında da burayı birincilikle bitirdi.
Hem Şeflerin Hem De Babasının Öğretmeni
Üniversitede aşçı adayı öğrenci ve şefliğe terfi edenlere ders veren Moler, dersi biter bitmez soluğu babasının yanında alarak teorik bilgilerini burada hayata geçiriyor.
Restoranlardaki yemeklerin yanı sıra zaman zaman yeni lezzetleri de müşterilere sunan Moler, her ne kadar usta diplomalı bir aşçı olsa da 73 yaşındaki babasının yanında "yamak" olarak çalışmanın dayanılmaz hazzını yaşıyor.
Babasının yanında hep yardımcı olarak kalsa da zaman zaman da akademide öğrendiği dünya mutfağından örnekleri babasıyla birlikte yaparak menülerine yeni tatlar ekliyor.
"Babamın mutfağının yamağıyım"
üniversitede mutfak sanatları bölümünde eğitim alması için en büyük desteği babasının verdiğini, diplomasına aldıktan sonra iş yerine gidince babasının ayrı bir gurur yaşadığını söyledi.
Moler, şef olduktan sonra mutfaktayken babasıyla tatlı bir rekabet içinde olduklarını, babasının kendisinden öğrendiği yemekleri mutfağında yapmaya başladığını, bu durumun kendisini çok sevindirdiğini ifade etti.
Babası ile yemek yapmanın ayrı bir keyif olduğunu belirten Moler, "Babam dominant bir karakter aslında. 'Şöyle yap böyle yap, domatesini az koydun, az pişirdin diyor'. Kendisi çok şeyi beğenmez.
Ben de 'Bu daha güzel, bu İspanyol ve İtalyan mutfağı' diyorum, beğendiğini söylüyor. Nerede şef olursam olayım, dünyanın neresinde, ne kadar iyi yerlerde olursam olayım babamın yanında yamak olarak kalacağım." dedi.
"İyi yemek sevgi ve iyi malzemeyle olur"
Baba Kemal Moler ise kızının çok iyi bir şef olduğunu, onu yaptığı yemekleri görünce mutfağa her girdiğinde içinden "İyi ki kızım mutfak şefi olmuş." dediğini söyledi.
Hayattaki tek hedefinin kızına mutfağında dünya yemeklerinin yapabileceği bir restoran açmak olduğunu anlatan Moler, şöyle konuştu:
"Kızımla her zaman iftihar ediyorum. Ona tek bir nasihatım oldu, 'İyi yemek sevgi ve iyi malzemeyle olur.' dedim. Yaptığı her şey dört dörtlük. Ben Türk mutfağı ve ızgara çeşitlerini yapabiliyorum.
Benden daha kaliteli yemekler yapıyor. Biz gördüğümüz yemekleri yaptık ama o bu işin okuluna gitti. Okuduğu için daha güzel yemekler yaptı. Mutfak işinin sonu yok, yaptıkça yenisini yapmak lazım."