72.5 Milletin Sofrası Sakarya Mutfağı Kitabında...
Zeynep Kakınç
Sakarya bugüne kadar kendini anlatamamıştı. Oysa çok kültürlülüğün, o renkli mozaiğin en kıymetli temsilcilerinden. Yemek tariflerinin yanı sıra Sakaryalıların kültürünü de yansıtan “Topraktan Sofraya
Sakarya Mutfağı” kitabı çok şey anlatıyor.
Türk mutfağı geçmişi çok derinlere dayanan bir kültürler mozaiği. Bu mozaikte her şehir kendi hikâyesiyle vardır ve uzun yıllara dayanan gastronomi kimliğini oluşturur.
Şehirlerin bu kıymetli yolculuğundaki en önemli argümanlardan biri de kitaplardır. Mutfak kültürünü, yemeklerini, ürün zenginliğini kitaplar kayıt altına alır ve yarınlara taşır. Niye bütün bunları yazdım. Geçen ay piyasaya çıkan “Topraktan Sofraya Sakarya Mutfağı”, son yıllarda okuduğum en kapsamlı kaynak yayınlardan biri.
Ülkemizde gastronomi konusunda büyük bir hareketlilik yaşanıyor. Gaziantep, Hatay, Afyon, İzmir, Adana gibi şehirler, gastronomi projelerinin önderliğini yapıyorlar. Sakarya ise İstanbul’a, bir semti kadar yakın olmasına karşın, pek çok imkânına rağmen kendini ortaya koyamayan bir şehir. Hâlbuki anlatacak çok şeyi var; taşı toprağı ne hikâyelerle dolu bilseniz. Yemek tariflerinin yanı sıra Sakaryalıların kendi kültürlerini yansıtan hikâyeleri, kitaba bambaşka bir zenginlik katmış.
Adapazarı’nın ıslama köftesi, beyaz kestane kabağı, Pamukova’nın nohut kahvesi, Çerkez sofralarının sızbalı, Tatarların kuzu sorpası, fındıklı manav acıkası, Taraklı’nın erkeç güveci, Karasu’nun kum karpuzu, Geyve’nin ayvası, Sapanca’nın elma pekmezi, metez ve daha niceleri kitapta.
Rüçhan Teyze’nin özlemi
Kitap aslında çok önemli mesajlar da içeriyor. Mesela “Eski Sofralar” başlıklı kısımda Rüçhan Teyze’nin, “Eskiden her şey daha lezzetliydi be kızım; çok daha güzel kokardı! Şimdi domateslerin içi kaskatı, biberlerin zarları nasıl kalın! Köyler de şehir oldu artık” diye dile getirdiği geçmişe özlem ifadesi, aslında bize tarımda kaybettiklerimizin bir hatırlatması değil mi?
Bir göç şehridir Sakarya. Ben Çerkez kökenliyim ve dedelerim Kafkasya’dan Adapazarı’na göç etmişler. Laz, Boşnak Türkmen, Boşnak, Arnavut, Gürcü, Roman, Kürt herkes birlikte yaşar bu şehirde. Ama Sakarya kendini şimdiye kadar iyi ifade edememiş, kültürel zenginliğini, yemek çeşitliliğini anlatamamıştır.
Kaynak; Milliyet