Bizden Sonraki Gençlere Bir Şeyler Bırakmalıyız...
Şef Seyfi Ali Erşahin
Mutlu Pazarlar Olsun... Merhaba Sevgili dostlarım, ustalarım, şeflerim meslektaşlarım be genç ögrenci kardeşlerim hepinize sağlıklı (coranosuz) huzurlu bereketli sevgi dolu bir pazar günü dilerim.
Hayat uzun mesafeli bir yarış. Ve biz canlılarda bu yarışın yarışmacılarıyız. Eğer hiç durmadan koşarsak bir müddet sonra nefesimiz tükenir ve soluksuz kalır ölürüz ve yarıştan ayrılırız ama yarış başkaları ile devam eder.
Biz arada bir soluklanır dinlenir ve yeniden efor toplayıp yarışmaya devam edersek bizim yarışma bize göre bitmez. Onun için arada bir frene basmak gerek.
Bu corona virüsü'de gerek dünyaya. Gerekse bize bir ders vermek için frene basın dedi sanki...
Aslında çok güzel dersler çıkarmak lazım. Neden derseniz yaşadığımız dünyada bir hırs bir ihtiras bir ego hem kişiler aradında hem kurumlar arasında hemde ülkeler arasında süpersonik bir yarış olmakta. Bu yarış ne kadar sürer bilemiyorum ama sonu heralde iyi olacağını sanmıyorum.
Bu frene bastığımız günlerde bizlerde bizden sonraki Gençlere bir şeyler bırakmalıyızki o genç nesil yarın arkamızdan iyi şeyler söylesinler.
Gelin bu gündem itibaren şef arkadaşlarım. Yeni nesil gençlere şu aşağıda paylaştığınız mutfak tekniklerini öğretelim.
Bunlar Sırasıyla Şunlardır;
Doğrama teknikleri
Pişirme teknikleri
Tad koku teknikleri
Doğru Malzemeler
Coğrafi ürünlerimiz
Eski köyümüzün tarifleri
Kaybolmaya yüz tutmuş tarihi yemeklerimiz
Lezzetlerimizin tarihçesi hakkında detaylı geniş bilgiler vermeliyiz yeni nesil gençlerimiz bizi sorgular gelin buluşalım mutfak kültürümüze kavuşalım lezzetlerimize kavuşalım.
Türk mutfağını gelişmekte olan globalleşen ve tekelleşen dünyada Fast foodlara karşı kendi yerel mutfaklarınızı koruyarak yerli tohumlardan elde ettiğimiz besin maddeleri kullanarak dünyadaki diğer ülkelerden daha iyi bir seviyeye ulaştırmak için çaba sarfetmeliyiz.
Eskiler Ve Yeniler...
Eskiden olsa gecenin bir vakti bu saatte bilmem kaçıncı uykuda olurduk. Fakat şimdi bu corano virüs sebebiyle geceler gündüz, gündüzler gece oldu. Hayat öylesine değiştiki her şey farklılaştı. Her ne kadar virüs tam olarak bitmesede milletimizde bir nehafet, bir rahatlık başladı, sanki her şeyi atlatmışız gibi.
Aklıma eski bir fıkrayı hatırlattı bana...
Devrin birinde bir ülkede bir salgın hastalık baş göstermiş bir çok insan adeta kırılıyor hastalıktan, derken günün birinde bir derviş gezgin. Bu hastalığı yayan virüs ile karşılaşmış ve selam sabahtan sonra derviş sormuş. Kaç kişi öldüreceksin bu hastalıktan virüs cevaplamış 60 bin kişi sohbet sona ermiş ve derviş ayrılmış gitmiş.
Aradan bir yıl geçmiş ve derviş tekrar karşılaşmış virüs ile ve sormuş ya. Bak salgın bitti.Sen bana 60 bin kişi ölcek dedin ama şu an ölü sayısı 300 binin üzeri demiş, Virüs cevap vermiş ben sözümde durdum 60 bin kişiyi öldürdüm ama ondan sonra ölenler ihmalkarlık edenler sorumsuzlar kendilerini düşünenler. Demiş.
Anlayana Sivri Sinek Saz,
Anlamayana Davul Zurna Az.
Hepinize Saygılar, Selamlar ve sağlıklı günler dilerim...
Evde Kal Saglıklı Kal Güzel Ülkem.