Salih Doğrusöz; Geçmişimize, Mutfak Ve Yemek Kültürümüz İle Geleneklerimize Sahip Çıkmalıyız
Kuzey Kıbrıs gastronomi dünyasına düzenlediği organizasyonlar ve yeniliklerle büyük katkı yapan ‘Egeli’ Kuzey Kıbrıslı Salih Doğrusöz bu haftaki konuğumuz. konuk oluyor. Salih’le İzmir’de başlayıp Kuzey Kıbrıs’a uzanan global gastronomi yolculuğunu, ülkemiz gastronomi dünyasını ve Kuzey Kıbrıs’a özgü yemeklerin yaşatılmasıyla ilgili planladığı heyecan veren projelerini konuştuk… Buyurun leziz sohbetimize…
Salih Doğrusöz kimdir? Kısaca seni tanıyabilir miyiz?
03 Eylül 1975 tarihinde İzmir’de doğdum. Öğrenim hayatımın tamamı İzmir’de geçti. Turizm, Otelcilik ve Otel Yönetimi mezunuyum. Meslek hayatına İzmir’de dönemin en gözde kadrosunun yer aldığı Balçova, “Grand Plaza Hotel”de stajyer olarak başladım. Staj dönemindeki başarılarımın ardından kadroya kalması konusunda teklif alan tek stajyer oldum.
Daha sonra yine aynı bölgede faaliyete geçen “İzmir Princess Hotel”in açılış kadrosunda görev aldım. Askerlik görevimin ardından tekrar “İzmir Princess Hotel”de kariyerime devam ettim. Türk Tuborg firmasının gerçekleştirdiği büyük bir etkinlik sonrası iş teklifi aldım ve “Troy Pilsner” markasının ilk satış ekibinde bulundum.
3 yıl süren bu görevin sonrası uluslararası bir firma olan “United Distillers & Vintners”dan gelen iş teklifini değerlendirdim ve bölge satış yöneticisi olarak çalıştım. Kutman Şarapçılık’ta “On Trade Satış Müdürü ve Tadım Uzmanı” olarak 2 yıl görev yaptım ve içki dünyasında geçen 5 yılın ardından otelciliğe dönüş kararı aldım. 2002 yılı Ağustos ayında Kıbrıs’a geldim ve “Jasmine Court Hotel”de “Bar Captain” olarak çalıştım. 2002-2007 yılları arasında “The Arkın Colony Hotel”, “Rocks Hotel”de, “Bar Supervisior”, “Merit Crystal Cove Casino” ve “Vuni Palace Hotel”de “F&B Manager” pozisyonlarında görev aldım.
2007-2008 yılları arasında Alma Ata, Kazakistan’da faaliyet gösteren büyük bir tesiste “Asst. GM” olarak kariyerimi sürdürdüm. Bulunduğum süreçte iki kez üst üste Alma Ata’nın “En İyi Gastronomi İşletmesi” ödüllerini aldık. Kazakistan’dan sonra Kıbrıs’a geri döndüm.
Bir medya grubunda turizm ve gastronomi yazıları yazdım. 2012 yılı sonlarında “Banquet Magazine” dergisini kurdum ve Aralık 2012 ile ilk sayısını Kıbrıs turizminin ve gastronomisinin hizmetine sundum. 2012’den günümüze 6 kez “Kuzey Kıbrıs Bartender Kokteyl Yarışması”, 3 kez “Gastpro Team Gastronomi Yarışması”, ve 14 kez “Gastro Table Buluşmaları” düzenledim.
“DAÜ, Turizm Fakültesi, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü” bünyesinde “Şarap ve Yemek Eşleştirmeleri” dersleri verdim. Evliyim, İngilizce ve Rusça biliyorum. Ayrıca halen “Kuzey Kıbrıs Gastronomi Platformu Kurucu Başkanı” olarak turizm ve gastronomi alanında çalışmalar yapmaktayım.
Gastronomi maceran nasıl başladı?
Ben Egeliyim. Suyun iki yakasının kültürüne sahibim. Dedem Selanik, babaannem Giritli. Anneannem ve dedem ise yine Bulgaristan’dan 1950 yılında gelmişler. Böyle bir sentezin İzmir’de doğan torunu olarak çok zengin bir mutfakla henüz çocuk yaşlarımda tanışmamı sağladı. Ege otları ile hazırlanmış salatalar ve mezeler, Ege denizinin deniz mahsulleri ile hazırlanmış mezeler ve yemekler, bakliyat mezeleri ve yemekler Egeli kimliğimden, çorbalar, börekler, köfteler, et yemekleri ve tatlılar ise Balkanlı kimliğimden izler taşır.
Banquet Magazine dergisi nasıl doğdu? Banquet Magazine’in Kıbrıs Gastronomi Kültürüne katkılarını nasıl değerlendirirsin?
Turizm ve gastronomi yazıları yazıyordum. Profesyonel gastronomi dünyasına hitap edecek bir dergi adada yoktu. 3 aylık bir yayın hazırlığı sürecinden sonra hazırlıklarımızı tamamladık. Global bir düşünce ile yola çıktık ve Aralık 2012’de ilk sayımızla yayın hayatımıza başladık.
Dergimizin Kıbrıs gastronomi kültürüne katkısının yadsınamaz olduğunu düşünüyorum. Okuyucularımızın profesyonel şeflerle, gastronomi uzmanlarıyla buluşmalarını sağladık. Ayrıca dergimiz turizm meslek liseleri ve üniversitelerimizin gastronomi ve mutfak sanatlarında öğrenim gören öğrencilerimize sürekli destek verdi. Gerçekleştirdiğimiz organizasyonlarda profesyonellerle öğrencilerimizin buluşmalarını sağladık.
Ülkemiz turizm ve gastronomisine bakış açın nasıl? Var olan sorunlara çözüm önerilerin neler olabilir?
Son 10 yılda Kuzey Kıbrıs’ta birçok turizm yatırımı faaliyete geçti. Turizmde konaklama kalitemiz çok arttı. Yeni tesislerimizde dünya mutfakları çeşitliliği arttı ve sadece otel misafirlerine değil, yerel halkımızın da hizmetine sunulan mekânlar oluştu. Bunlar global anlamda gastronomimizin gelişmesi adına sevindirici gelişmeler.
Enerji ve altyapı eksiklikleri en büyük sorun. Ayrıca istihdam alanında da yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Bu konularda çalışmaların yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Kuzey Kıbrıs’ın zengin bir mutfak kültürü olduğundan bahsettin. Unutulan lezzetleri topluma nasıl kazandırabiliriz?
Üzülerek söylemek isterim ki; farklı kültürlerle yüzlerce yıldır entegre olan Kıbrıs Türk toplumu, bu zengin mutfak kültürünü yavaş yavaş kaybediyor. Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte birçok köyde, ilçede festivaller düzenleniyor. Belediyelerin kurduğu bu festival alanlarında yöresel lezzetler sunuluyor, çeşitli kategorilerde yemek yarışmaları düzenleniyor. Hiç fark ettiniz mi, her geçen yıl sanki yöresel lezzetlerde bir daralma yaşanıyor. Uzun zamandır market raflarında karpuz macunu göremiyorum. Hâlbuki tam karpuz mevsimi ve şu zamanlarda karpuz macunu hazırlıkları yapılırdı.
Geçmişimize, kültürümüze ve geleneklerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Yeni neslin babaannelerinin, anneannelerinin yöresel yemek tariflerini unutmamaları gerekir. Halkımız belli günlerde büyük aile yemekleri düzenleyebilirler. Yitip gitmiş büyüklerimizin o damaklarda derin izler bırakmış, tatları hiç unutulmamış o enfes lezzetleri tekrar yapabilir ve ebediyete intikal etmiş büyüklerimizi de anmış olurlar. Hatta kendilerini hiçbir zaman tanıyamayacak olan ailenin küçük fertleriyle de bir bağ kurmalarına yardımcı olurlar.
Bu sene Kuzey Kıbrıs Bartender Kokteyl Yarışması’nı 6. kez düzenledin. İlgi nasıldı? Bu yarışmaya neden bu kadar önem veriyorsun?
Ben de eski bir bartender ve bar yöneticisiyim. Bar konusunda oldukça hassas düşünürüm. Bu yıl 6’ncısı düzenlediğimiz yarışmamız, Kuzey Kıbrıs’ta faaliyet gösteren birçok markanın sponsorluğunda “Banquet Magazine” tarafından gerçekleşti. Girne, The House & Garden’da düzenlediğimiz ve Kuzey Kıbrıs Türk turizminin en gözde tesislerinde görev yapan 20’ye yakın bartenderin yarıştığı yarışmada hazırlıklarımız haftalar öncesinden başladı.
Organizasyona yurtdışından da oldukça büyük bir ilgi vardı. Birçok firmanın yurt dışından da üst düzeyde katılım gösterdiği organizasyon, yarışmadan çok bir festival havasında gerçekleşti. Kurulan fuar alanında, organizasyonda sponsor olarak yer alan firmaların stantlarının da bulunduğu 2 gün süren bu büyük buluşma için siyaset, turizm, iş, spor, medya ve sanat dünyasından yaklaşık 400’ün üzerinde davetli katıldı.
Mert Özdeş”in sunduğu yarışmanın önceki yıllarında “En Teknik Bartender”, “En Yaratıcı Bartender”, “En Aromalı Kokteyl Yaratıcısı” ve “En Görsel Kokteyl Yaratıcısı” kategorileri puanlanıyor ve genel toplamda en fazla puanı alacak ilk üç yarışmacı “Kuzey Kıbrıs Bartender Kokteyl Yarışması” şampiyonu, ikincisi ve üçüncüsü olarak kürsüye çıkıyorlardı.
Bu yıl genel toplama etki edecek “En Yaratıcı Kokteyl Adı” ve “En İyi Kostüm ve Üniforma” kategorileri de eklendi. Bu 6 kategoride en yüksek puanı alan yarışmacımız “2019 Kuzey Kıbrıs Bartender Kokteyl Yarışması Şampiyonu” unvanıyla birçok ödülün de sahibi oldu. Ayrıca jürinin ortak oylarıyla üç yarışmacı Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü. Yine “Kuzey Kıbrıs Gastronomi Platformu Ödülü” 2 yarışmacımıza verildi ve tüm kategorilerde 28 ödül sahibini buldu.
‘Gastro Table Buluşmaları’ ile ne amaçlanıyor? Kuzey Kıbrıs Gastronomi Platformu’nun amaçları nelerdir?
Banquet Magazine olarak “Gastro Table Buluşmaları” adı altında 14 kez düzenlediğimiz organizasyonumuzu daha ileri taşıma kararı aldık. Bu organizasyonumuza sektörün önde gelen akademisyenleri, şefleri, turizm ve gastronomi profesyonellerinin katıldığı onlarca isimle uzun süredir hazırlıklarını yaptığımız “Kuzey Kıbrıs Gastronomi Platformu”nu oluşturduk.
Henüz deklare etmedik fakat çalışmalarımızda da sona doğru yaklaştığımızı müjdeleyebilirim. Birçok konu başlığının olacağı platformumuzda başlıca “Kıbrıs Türk Mutfak Kültürü Araştırma ve Geliştirme”, “Dünya Mutfakları Araştırmaları”, “Sosyal Sorumluluk Çalışmaları”, “Seyahat”, “Sponsorluklar”, “Mali İşler”, “Şarap ve İçki Kültürü Çalışmaları”, “Kahve ve Barista”, “Bartender ve Kokteyl”, “Eğitim” ve bunun gibi birçok alanda çalışmalarımız olacak.
Son olarak, biz Kıbrıslı Türklerden “bir şey olmaz” deniyor. Bizden bir şey olur mu? Olursa nasıl olur? Dünyalı bir Kıbrıslı Türk vizyonunu her alanda nasıl geliştirebiliriz?
Bunu kim diyor, neden diyor? Aslında bunu sorgulamak gerekiyor. Bunu tembellik olarak değerlendirenlerin 3. dünya ülkelerinden gelen birileri söylüyordur diye düşünüyorum. Bizler Akdenizliyiz. İklimsel olarak az çalışmamız, sıcaklardan dolayı siesta uygulaması yapmamız gayet doğal. Akdenizli olmayan birinin Kıbrıslı Türklerden bir şey olmaz diye bir laf etmesi için ancak şunu söyleyebilirim.
Siz ülkenizde bir şey olamadığınız için Kuzey Kıbrıs’tasınız, burada çalışıyorsunuz ve hayatınızı burada idame ettiriyorsunuz. Dönüp özeleştiri yapacak olursak şunu belirtmek isterim ki, dünya hızla gelişiyor ve bu hıza Kıbrıs olarak ayak uydurmamız gerekli. Her ne konu olursa olsun, çok çalışmalıyız ve bürokraside tıkanıklık yaşamamalıyız.
Kaynak;www.kibrishaberci. com