Otel Çalışanından Şok İddaalar: Misafirden Kalan Yemekleri Yiyoruz !!!
Antalya'dan bir turizm işçisi, çalışma koşullarını kaleme aldığı bir mektupla paylaştı. İddaalara göre otelde çalışan işçilere, misafirlerden kalan yemek artıkları veriliyor; otel personeli günde 13 – 14 saat çalıştırılıyor.
Antalya'da bir otel çalışanı, çalışma koşullarını kaleme aldığı mektupla Evrensel Gazetesi’yle paylaştı. Çalışanın iddialarına göre otelde çalışan işçilere, misafirlerden kalan yemek artıkları sunuluyor. Çalışanlar fazla mesai ücreti almadan günde 13 – 14 saat çalıştırılıyor.
İşte Otel Çalışanının O Mektubu: “Antalya ‘Dan Bir Turizm Çalışanı”
Yaklaşık 15 senedir emek sermaye çelişkisinin en bariz şekilde hayata geçtiği bu sektörde ekmek paramı kazanmaya çalışıyorum. Sorunlarımız saymakla bitmez...
Biz turizm işçileri, sezonluk personel olarak yıllık izin ve tazminat gibi birçok haklarımızı almaksızın çalıştırılıyoruz.
Patronun daha fazla kâr elde etme amacı doğrultusunda ücretsiz izne gönderiliyor, yine aynı amaçla günde 12 hatta 13, 14 saat çalıştırılıyor ve en temel haklarımızdan olan fazla mesai ücretlerimizi dahi alamıyoruz. Normal koşullarda en az üç kişinin çalışmasını gerektiren işler, bir işçinin omuzlarına yükleniyor.
Köle Gibi Çalıştırıyorlar
Yani otel yönetimleri daha az çalışanla daha çok iş üretmenin ve bir işçiden karşılıksız alabilecekleri en çok verimi alarak daha fazla artı-değer yaratmanın peşinde koşuyorlar. Otel yönetimleri sürekli olarak bizlerden daha fazla fedakarlık istiyorlar.
Konu biz işçilerin birtakım haklarına ve taleplerine gelince türlü oyunlarla çalışanların haklarını gasp etmeyi yöneticilik sayıyorlar.
Nihayetinde örgütsüz olan, birlikte hareket etmeyen turizm işçisi, deyim yerindeyse köle gibi çalıştırılmakta ve burjuva sınıfın kâr güdüsü için kullanılmaktadır.
Örneğin herhangi bir turizm işçisi günde 12 saat çalıştırılmaya karşı geldiğinde -ki bu karşı geliş sadece 12 saat çalışmak istemediğini sözlü olarak ifade etmesinden ibarettir- anında işten çıkarılıyor.
İşten çıkarılan işçi yeni bir işletmeye iş başvurusunda bulunduğunda, daha önce çalışmış olduğu otel yönetiminin kendisi hakkında olumsuz bilgi vermesi nedeniyle iş bulmakta zorluk çekiyor.
Otel Yönetimi Açık Büfeden Faydalanıyor
Sendikasızlaştırılan, patronlar sınıfına karşı silahsız kalan turizm işçisinin bütün hakları bir bir elinden alınıyor. Ahlaksızlığın ve insafsızlığın had safhaya ulaştığı sektörde işçiler daha bunun gibi binlerce sorunla her gün karşı karşıya kalıyorlar. Fakat işini kaybetme korkusuyla çaresizce boyun eğmek zorunda kalıyorlar.
Dışarıda sıra bekleyen binlerce işsizin olduğu gerçeğini koz olarak kullanan otel yönetimleri, sadece ve sadece kendi konumlarını ve çıkarlarını koruma derdindeler.
İşten çıkarılmakla tehdit edilen otel çalışanları tek çıkar yolun çaresiz boyun eğmekte olduğunu, bunun dışında yapabilecekleri hiçbir şeyin olmadığını düşünüyor ve her koşulda çalışmayı kabul ediyorlar.
Süregiden bu durum öyle trajik boyutlara ulaşmış durumda ki, ağır iş şartlarından yorgun düşen otel çalışanlarına, sağlıklı koşullarda yiyebilecekleri bir yemek bile fazla görülmektedir.
Öyle ki o işletmenin ayakta durmasını sağlayan, otel misafirlerinin en iyi şekilde karşılanıp her türlü sorunlarının çözülmesi için seferber olan işçilere, yine otelde konaklayan misafirlerden kalan yemek artıkları reva görülmektedir.
Otel yönetimi lüks otel restoranında açık büfelerden faydalanırken, otel çalışanları sağlıksız koşullarda karınlarını doyurmaya çalışıyorlar.
Birçok işçi uzak şehirlerden geldiği için çalıştıkları yerde barınma ihtiyacı duyuyor. Ve bu durumda da işveren gayet sağlıksız ve baraka tarzı en az 6 - 8’er kişilik yerlere mahkum ediyor.
O kadar yoğun çalışan turizm işçileri dinlenme alanları bile olmayınca her konuda verimsiz isteksiz ve korku ile bastırılan bir sosyal alanda hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Bu da tüm yaşamını olumsuz etkiliyor.
Gazetenizin emeğe verdiği değeri biliyorum, ben de o yüzden size yazıyorum bu mektubu. Emeğin gerçekten en yüce değer olduğu bir dünya umuduyla sizi selamlıyorum. İyi ki hâlâ gerçekleri yazan gazetelerimiz var.”