Bayrammış Neyin Bayramı?
Dünya'ya geldim. Gidiyorum...
Ülkemiz siyasi tarihinde hangi siyasi hükümet veya siyasetçi alın teri ve emeğin ana sorunu bugünün sürecinde ironisi ile ikonlaştırdığımız halkının 1603 Asgari Ücret mahkûmiyetini düzeltilmiş ki veya biz muhataplarının ses birlik tarafımız STK'ların meselelerin yaptırımları ile hükümetlere çözümünde neler yaptırmışlar ki?
Veya her yılın 364 gününde ne yapmışlar? Bayram kavramı veya temasının mana zıtlığında mücadele kavramı anlamsızlığının bütünleştirildiği bu günün, tüm yıl süreçlerinde ki bu gününde bu güne kadar neyi başarmışlar ki?
Sonuç günümüz gerçeği ile rakamsal olarak işçi ve emekçinin hayat standardının olumsuzluğu ile net olarak ortada. Bu bir kenara, mevcut düzende hem yasalar nezdinde ve mahkeme süreçleri ile hem de işverenlerin üstlendikleri haksız, yaptırımcı Sosyal Güvenlik alçaklıkları ve hainlikleri yaşanırken. Çalışanın tüm bu organize örgütlenmiş yapıya boynu eğikken… Bana göre en büyük terör bu aslında… Bu uygulama içerisinde de bulunanlar vatan hainleridir. Bu tür işverenler, anında tutuklanıp, hükmü verilene kadar tutuklu yargılanmalıdır.
Evet, şimdi " Neyin bayramını kutluyorsunuz? " kardeşim diye sormak yanlış mı olur?
Bayram; ulusal ya da dinsel yönden önemi olan, kutsal sayılan ve ulusça kutlanan gün veya bir olayı anmak ereğiyle yapılan gösteri ve eğlencelerden oluşan törendir. Tarifi böyle...
Bayramlar mutluluktur. Bayramlar anlamının derinliğinde coşkusu ile duygusallığı ile tüm halkları büyüğü küçüğü sevgiyle barışla huzurla birleştiren, hep birlikte milletçe gerçekleştirilen mutluluk, sevinç kutlamalarıdır. Ben böyle biliyorum.
Ramazan veya Şeker Bayramını anlıyoruz...
Kurban Bayramını da anlıyoruz...
Cumhuriyet Bayramını da anlıyoruz... Vb.
Ben bu yaşıma geldim. Kutlanan 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramını nedense bir türlü anlayamadım. Sorun bende olabilir. Güya işçi ve emekçiler tarafından Dünya çapında da kutlanan, emek, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günüymüş. Bizde de bayram günü ve bayram gününde haksızlıklarla mücadele. Tuhaf ancak ülkemizde de “ 1 Mayıs İşçinin, Emekçinin Bayramı… 1 Mayıs… “ şarkılı sözlü maalesef örneğini mücadelenin nasıl gerçekleştirildiğini tarihimizde yaşayarak üzülerek gördük. Ben yaşadım. Bu türküleri söyletenlerinde İstanbul Boğazı yalı dairesinde sefasını sürdüklerini de hemde, görerek.
Dünya'yı bilmem. Ülkemde ki Cumhuriyet tarihinden sonraki veya akıl baliğ yaşa geldiğim yaşam sürecimin başlangıcı ve devamı bugününde tek gerçek; İşçinin, emekçinin gününün bayram olabilmesi için 1603 mahkümeyetinin kaldırılarak, düzeltilerek refahı ile böylesi bir günde de taçlandırılmış emeğin anlamında tam maaş ikramiye ( Tümden çözüme odaklı başlangıç olarak derhal yasalaştırılmalı ) verilirse işte o zaman bayram anlamını bulur diye düşünmekteyim... Tümlenmiş icraat. Yani işçi emekçiye milli duygu fonksiyonu ile gerçekleşen refahın sürdürülebilirliğinde emeğin gerçek ödülü para ile bayram yaptırılmış olunur. İşçiler, emekçiler bu paraları havaya saçarlar...
İşte o zaman bayram! Ülke bayram havasını yaşar... Düşünün işçi ve emekçilerin temsili de olsa havaya saçılacak paralarının bulunmasını… Kendinize hayran ne selfiler çıkar? Ne toplu toplum manzaraları oluşur. İşte o zaman o bayram kutlanır!
Dolayısıyla tüm bunlar gerçekleşmediği sürece de günün kutlanacak bayram olmadığı aşikar.
Veya günü bayramlıktan çıkartıp, günü dayatıldığı gibi “ 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olarak “ düzeltip, ilan edip mücadeleye aynen devam edilmesidir. Doğrusuda budur. Kutlama olmamalıdır.
Her yıl 1 Mayıs öncesi aylarda planlanarak tüm kurum ve kuruluşların katılımında işçi ve emekçi şurası düzenlenip bildirge sonuçlarına esas; 1 Mayıs gününün gerçek emek ve dayanışmasının beklentisinde tevsik edilmiş iktidar hükümetin her yıl yenilenmiş eylem planı hele bu günde açıklanmış olsa ya! Elle tutulur düzeltilmiş, faaliyet esası ile değer bulacak milli duygularımızı, birliğimizi yükseltecek somut eylemlerle… Yani kendimi bildim bileli şarkılarla, türkülerle lafla yapıldığı gibi değil.
Evet, tekrarlıyorum geldim gidiyorum... Bildiğim cumhuriyet tarihimizden itibaren gelmiş geçmiş tüm siyasi iktidarların halkları üzerinde tek bir gerçeği vardır; Bu gerçek 1603 mahkûmiyetimizin üzerimize mahkum gömleği ile giydirilmiş sabıkasıdır.
Size göre bu bayramsa Hıristiyanlığın geleneksel temasındaki karnavala ( carnem levare = etten mahrum kalmak ki şu an hep birlikte et perhizindeyiz. ) dönüştürüp gelenekselliğimiz ile de birleştirerek kınada yakıp kutlamaya aynen devam ediniz...
Kutlamaları dinleyip, halinize de devamı ile motive olunuz... Bayram yapın... Ağlanacak halinize gülmenin odağında birlik ve dayanışma içerisinde olunuz...
Ben yokum!..
SK Berfend BER, Türkiye Cumhuriyeti, 2018