Yediğimiz İçtiğimiz Hormon
Șef Seyit ÇETİNKAYA
Rahmetli Dedemin bir lafı vardı, Doktorun çizdiği çizik, Mühendisin çaktığı kazık oynatılmaz, derdi.
Asıl vahim olanı bizlere asıl olan tatları unutturdular, sahtesini bize satarak rant elde ediyorlar.
En ücra köylere bile girdiler. Hani bir süt tozu var ya ahırda benim ineğim yatırken bize süt tozunu sattılar ve en ilginç yanı güya Uzmanlar tarafından faydalarını saydılar, benim halkım da inandı.
Bu gün bir bahçe yanından geçerken topladım otları inanın ne yapacağımı 10 kişi sordu.
Bilmiyorlar alışmışlar DNA oynanmış ıspanağa ve rokaya bunda yapacak bir şey kalmıyor.
Halbuki doğallığa bir alışsalar 10 senedir aynı besiciden süt alıyorum ve şimdide dışarıda ne sağlıklı ayran içebiliyorum ne de yoğurt tüketebiliyorum.
Bu mesele çok ama çok uzun.
Ufak bir çabayla evlerde insanlar sağlıklı gıdalar elde edip tüketsinler.
Geleneksel Türk mutfağında kullanılan:
Konserveler, turşular, kurutmalar, közlemeler, salçalar, reçeller, ev yoğurdu, sirke, bitki çayları, ufak da olsa balkonda saksılarda zerzevat üretme, peynir, lor, çökelek, kefir, meyve suları, şerbetler, nar ekşisi, pul biber, yabani karabiberlerden toplayıp öğüterek karabiber elde etmek gibi.
Ama bizim millet kraliyet ailesinden gelme elini sıcak sudan soğuk suya sokmayı sevmiyor...