Sofradan Şeker Ve Tuz Kalkıyor
Sağlık Bakanlığı, lokantacı ve pastacılar ile tuz kullanımının azaltılması için protokol imzaladı. Bakan Koca, “Her yıl tuz kullanımı yüzde 4, şeker kullanımı yüzde 5 azaltılacak” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "İşletmelerde tuz ve şeker kullanımına dair yepyeni bir dönem başlıyor. Toplumumuzu yavaş yavaş zehirleyen bu ikiliye karşı topyekün mücadele edeceğiz. İmzaladığımızı protokol ile protokol ile her yıl besinlerdeki tuz kullanımı yüzde 4, şeker kullanımı yüzde 5 azaltılacak" dedi. Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu ve Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu arasında imzalanan "Aşırı Tuz ve Şeker Kullanımını Azaltan Lokantacılar ve Pastacılar Protokolu" imza töreninde konuşan Bakan Koca, özetle şunları söyledi:
Sağlık İçin Hareket:
Sağlıklı yaşamın teminatı olan iki tedbir söz konusu. Bizim bu iki hususta da yeterince iyi olduğumuz söylenemez. İlki, hareketsizlikten uzak durmak. Özellikle kent sakinleri olarak bizler çok az hareket ediyoruz. Sağlık Bakanlığı olarak günlük 10 bin adımı herkese tavsiye ediyoruz. Maalesef toplum olarak bu hedefin oldukça gerisindeyiz. İkinci tedbirimiz ise sağlıklı beslenme. Kanser, diyabet, hipertansiyon, böbrek yetmezliği, inme, kalp damar hastalıkları gibi pek çok hastalığın altında beslenme bozukluğu yatmaktadır.
Tuz Tüketimini 9.9 Grama Düşürdük:
Kişi başı günlük tuz tüketimimiz 2008'de 18 gramdı.
Yürüttüğümüz çalışmalarla bunu 9.9 grama kadar düşürdük. Ancak yine de bu miktar Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği miktarın 2 katı. Tavsiye edilen günlük maksimum tuz miktarı 5 gram. Bu da takriben 1 çay kaşığı tuza denk gelmekte. Hedefimiz her yıl besinlerdeki tuz kullanımı yüzde 4, şekeri yüzde 5 azaltılması. Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Eylem Planı ile ekmekteki tuz oranını yüzde 25, pul biberde yüzde 22, salçada yüzde 64, zeytinde yüzde 50 azaltmayı başardık. Pastırma, peynir ve diğer ürünlerde de çeşitlerine göre önemli ölçüde düşüşler sağladık.
Topyekün Mücadele:
Gelecek nesillerimizin sağlıklı yaşaması için çok önemli bir adım atıyoruz. Yavaş yavaş zehirleyen tuz ve şekere karşı hep beraber mücadeleye başlıyoruz. Sektör temsilcilerimiz de bu mücadelede elini taşın altına koyuyor. Federasyonun ve konfederasyonun üyeleri ürettikleri gıdalarda her yıl tuz ve şeker miktarını daha da azaltacaklar. Değerli işletme sahipleri, siz de artık masalardan tuzlukları kaldırın. Aşırı kalorinin temel nedeni ise aşırı yağ ve şeker kullanımıdır.
Aşırı şeker tüketimi obezite başta olmak üzere, pek çok kronik hastalığa neden olmaktadır. Sağlıklı beslenme konusunda bu çabaya destek veren işletmelerimize sertifika verilecektir.
Başkan Arayıp Teşekkür Etti
Bakan Koca, program esnasında Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın cep telefonuyla kendisini aradığı söyledi. Koca, "Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuyu çok önemsiyor ve bizzat takip ediyor. Az önce kendisiyle görüştüm, tuz ve şeker konusunun önem ve hassasiyetini hatırlattı. Çalışmalarımızdan ötürü teşekkür ederek, herkese selamlarını iletti" dedi.
Tuz ‘un zararları Nelerdir?
Şeker ‘in zararları Nelerdir?
Üç Beyaz’ın (Tuz, Şeker, Un) Zararları Nelerdir?
Yüzyıllardır insanların vazgeçilmez gıdalarından olan ve sabıkalı oluşlarından “Üç Beyaz” ismi taktığımız tuz, şeker ve unun yararları elbette ki var fakat; fazla tüketiminde vücuda pek dost olmadıkları da bir gerçek... Ee ne demişler? “Azı karar, çoğu zarar!..” Biz de bu sözden yola çıkarak sizlere Üç Beyaz’ın zararlarını ve günde ne kadar tüketilmesi gerektiğini, yani “kararını” anlatacağız. Buyrun bakalım…
Tuzun Zararları
Vücuda fazla alındığında;
Yüksek tansiyona sebebiyet verir.
Bağırsakların çalışma etkinliğini azaltır;
buna bağlı olarak vitamin yetersizliği ve bağırsak hastalıklarına sebep olur.
Kalp ve damar hastalıklarına sebebiyet verir.
Kemik erimesine sebep olarak vücuttaki kemiklerin kolay kırılmasına neden olur.
Vücuttaki suyu emer ve su ihtiyacını arttırır.
İştahı açar ve fazla kilolara neden olur.
Böbrek taşı oluşumuna sebep olur.
Günlük tüketim miktarı 2-3 gram dolaylarında olmalıdır. Çünkü zaten günlük yediğimiz yumurta, et, ekmek vb. gıdalardan yeterince tuzu vücudumuza alıyoruz.
Şekerin Zararları
Vücuda fazla alındığında;
Vücutta fazla kilo oluşumuna sebebiyet vererek obeziteye neden olur.
Tüketildikten sonra gerekli ağız bakımı yapılmazsa dişleri çürütür.
Bağışıklık sistemini adeta çökertir.
Krom ve bakır eksikliğine yol açar.
Dikkat dağınıklığına sebep olur.
Vücudun olmazsa olmazlarından kalsiyum ve bakırın, vücutta işlenmesini önler.
Diyabete yol açabilir.
Vücuttaki şeker dengesini bozarak fazladan şeker tüketimine sebep olur.
Kanser hücrelerini besler ve bilhassa kadınlarda kolon kanseri riskini yükseltir.
Günlük tüketim miktarı 20-35 gram dolaylarında olmalıdır. Unutmayın ki günlük yediğiniz meyveler ve içtiğiniz süt, zaten günlük şeker ihtiyacınızın neredeyse tamamını karşılıyor. Günlük bir büyük portakal suyu bardağı tek başına bu ihtiyacın %70’ini karşılıyor.
Dikkat Edelim!
Toplumca, canımız şeker ya da tuz çektiğinde, bunu vücudumuzun ihtiyacı olduğuna yorarız, halbuki bu yanlış bir bilgidir. Eğer canınız çaya şeker katmak istiyorsa ve tuzlu yapılan yiyecekleri tattığınızda size tuzsuz geliyor ve fazladan tuz katıyorsanız, vücudunuz fazla tuza ve şekere alışmış demektir.
Kendinizi zorlayıp bu gıdaları yediğiniz içtiğiniz şeylere koymamayı denerseniz zamanla vücudunuz alışacaktır ve örneğin çaya koyduğunuz 1 küp şeker bile size fazla gelecektir. Yani özetle, eğer canınız şeker ve tuz çekiyorsa bu durum, vücudunuzun bu maddelere bağımlı olmasından kaynaklanır. Bırakmayı veya azaltmayı kafaya koyarsanız, hem kısa sürede bu maddelerden uzaklaşırsınız hem de daha sağlıklı bir hayatınız olur.
Unun Zararları
Vücuda fazla alındığında;
Hipertansiyona sebebiyet verebilir.
Kan şekerini yükseltebilir.
Sindirim sitemi bozukluklarına sebebiyet verebilir.
Obeziteye neden olur.
Ayrıca un üretilirken, buğdayın sağlıklı kısımları ayrıştırılıyor ve geriye bizim yediğimiz sağlıksız kısmı kalıyor.
Çok faydalı bir besin maddesi olmadığından, başta hamur işleri olmak üzere un ile yapılan birçok yemekten ve tatlıdan olabildiğince uzak durmalıyız.
Her ne kadar zor da olsa, giydiklerimizin yakışması, özgüvenimizin düşmemesi ve en önemlisi sağlıklı yaşayabilmemiz için bu maddeleri olabildiğince azaltmakta fayda var. Evet can çeker, ama bu tür şeylerden geç olmadan kendi rızamızla vazgeçersek, ilerde yaşayabileceğimiz bir hastalık yüzünden doktor tavsiyeleriyle vazgeçmek zorunda kalmayız.