Süleyman ENGİN
Yazar:Süleyman ENGİN

YURDUM AŞÇILIĞINA ATFEDİLMİŞ OLUMLU TENKİTLER SERİSİ

‘’Bizi gerçeklerimizle buluşturabilecek, doğruyu bizlere hatırlatabilecek birileri hep olmalı hayatımızda.’’

 

Her sene fuar alanları, kendilerini başkalarının emeğinin arkasına koyup, fotoğraf çektirme cüretini sergilemek gibi anlamsız ve şekilsiz bir davranış modeli ile bütünleşmiş yurdum insanı ile dolup taşıyor.

Emek sarf edilerek hazırlanmış bir iş kompozisyonu düşünün ki bir sürü davetsiz misafir gelir ve kompozisyonunuzdan birer parça çalarlar.

 

Aslında bu durumu, hikayenin sonunda dinleyicisine soru yönelterek kısaca özetleyen bir anekdot mevcut.

Anekdotta yer alan soru şöyleydi;

Dinleyicisine ‘’Yerli turist ile yabancı turist arasında ki fark nedir?’’ Sorusu yöneltiliyordu.

Nitekim pek çok kişi bu soruya farklı cevaplar vermişti. Fakat asıl cevabı öğrendiklerinde durumun ne kadar trajikomik olduğunu görebilmişlerdi.

Cevap şöyleydi;

Yabancı turist gezdiği yerlerde fotoğraf çekerken, sadece fotoğrafını çektiği objeye odaklanır ve o objeyi çeker.

Yerli turist ise; fotoğraf olarak kendisine odaklanıp objenin yanına kendisini de koyar ve objeyle beraber kendi fotoğrafını da çeker.

Bu anekdotta yer alan trajikomik durumun bir benzeri de aşçılık camiasının buluştuğu fuar alanlarında yaşanır.

Başta İstanbul olmak üzere, Türkiye’nin pek çok şehrinde her sene çeşitli zaman dilimlerinde birçok fuar etkinliği gerçekleştirilmektedir.

Sirha, Tüyap, Expo gibi organizasyonlar, aşçılık camiasını cezbeden etkinliklerin başında yer alır. Sektör bu etkinlikler vasıtası ile bir araya geliyor.

Yabancı şefler sirhaya özellikle büyük ilgi gösterip, büyük ölçüde katılım sağlamaktadırlar. Bu sebeple sirha her sene yüzlerce vizyoner şefin dünyasına tanıklık eder.

Dünyanın en prestijli aşçılık yarışmalarından bir tanesi olan ‘’Bocuse d’Or Türkiye’’ ayağının sirhada gerçekleşiyor olması, fuara olan ilgi için açıklayıcı sebeplerden bir tanesidir.

Yabancı aşçılar, yabancı turist misali fuar alanında bulunan obje ve bilgiye odaklanarak, her sene kendi ülkelerine yığınca Anadolu mutfak kültürünü anlatan kaynak ve doküman götürürler. Yabancı şefler için, başkaları tarafından prezantasyonu yapılmış tabakların önünde fotoğraf çektirtmek çok da önemli bir kazanım değildir. Kazanım olarak görmedikleri gibi kendisine ait olmayan bir çalışmayı kendisininmiş gibi fotoğraflamaktan sakınırlar.

Genelleme yapmamakla beraber fuar alanlarına akın eden pek çok yerli aşçımız ise; yabancı şeflerin aksine kendisini başkalarının emeğinin arkasına koyup fotoğraf çektirme cüretini sergilemek gibi anlamsız ve şekilsiz davranışlarda bulunmayı pek sever.

Bazı arkadaşlar stant stant gezip fuarda ayak basmadığı metrekare alan bırakmamışçasına gördüğü her çalışmanın, her tabağın, her malzemenin yanına kendisini de koyar ve fotoğraflar.

Gün sonu bir bakmışsın ki sosyal medyada var olan tüm kullanıcı hesaplarından bu fotoğrafları paylaşmış ve çalışmaları kendilerine mal ederler.

Oysaki fuar alanı dediğin gezmek, görmek, araştırmak, anı yaşamak ve paylaşmak için güzeldir.

 

Süleyman ENGİN

Akademisyen/ Mutfak Şefi

Glutensiz Şef