Patlıcan Köftesi Tarifi

Patlıcan Köftesi Tarifi

Evliya Çelebinin Ve Yabancı Seyyahların Kayıtlarında Osmanlı Saray Mutfağında “patlıcan” Hakkında Bazı Dipnotlar; Evliya Çelebi evinde durmadığı için kendi yetiştirememiştir...

Patlıcan Köftesi Tarifi
Patlıcan Köftesi Kullanılan Malzemeler
 
*   3 Adet Patlıcan, 
*   3 Yemek Kaşığı Kaşar Rendesi, 
*   2 Yemek Kaşığı Un, 
*   1 Yumurta, 
*   1/3 Demet Maydanoz, 
*   2 Yemek Kaşığı Galeta Unu, 
*   Tuz, 
*   Karabiber. 
 
Patlıcan Köftesi Yapılış Tarifi
Patlıcanları yıkayıp kuruladıktan sonra ince uçlu bir bıçağı saplayarak herbirinin üzerinde üç dört ince yarık açın. Ocak üstünde çevirerek közleyin. Pişen patlıcanların kömürleşmiş kabuklarını musluk altında soyun. Sapını kesin, çatalla ezin. 
 
Patlıcanlara kaşar rende, un, yumurta, maydanoz, tuz ve karabiberi katın ve yoğurun. Elinizle köfte şekli verip galeta ununa batırın. Buzdolabında bir saat bekletin. Çıkartıp kızgın yağda kızartın. Köfteleri tavadan çıkartıp kağıt mutfak havlusunda fazla yağını süzün. 
 
Sıcak servis yapın. Yoğururken fazla sulu olursa un miktarını artırabilir fazla kuru olursa bir yumurta daha ilave edebilirsiniz. 
 
Türk Aşçı Haberleri "Alternatif Tarif";
Mevcut yazılı nefis tarif ile “bağlantısı olmayan” alternatif lezzet zengini ikinci bir videolu tarif seçeneğini 'de sizlere sunmak istedik. Yapmış olduğumuz bir araştırmada bu “Nefis Patlıcan Yemekleri tarifini” ve  uygulamasını uygun bulduğumuz “Patlıcan Köftesi Tarifi” ile ilgili alternatif video sunumundan ‘da faydalanabilirsiniz. Videodaki meslektaşımıza teşekkür eder, mutfağımız adına çalışmalarında başarılar dileriz.
 
 
Türk Aşçı Haberleri Olarak;
Sizler için hazırlamış olduğumuz bu nefis ve lezzetli yemek tarifini denediğinizde sayfanın en altında bulunan yorumlar düşüncelerinizi yazarak bizimle paylaşmanızı ümit ederiz… 
 
Evliya Çelebinin Ve Yabancı Seyyahların Kayıtlarında Osmanlıda Saray Mutfağında “patlıcan” Hakkında Bazı Dipnotlar;
Evliya Çelebi evinde durmadığı için kendi yetiştirememiştir, fakat yine bu konuda çok miktarda değerli bilgi vermektedir. 
 
Cem şah üzümü, çelebi cüce şeftalisi, beylerce üzümü, hisar kirazı, gülabı armut, patlıcan inciri, miskli lop inciri, beyaz kumru kayısı, tekkeşın ayvası gibi yüzlerce meyve çeşidini kaydetmiştir.
 
Sözün kısası, sunulan çeşitler divan kâtiplerinin ve içoğlaıılarının (gılman-ı enderun) sıradan günlerde yediklerinin aynısıydı; sadece keklik gibi bir lüks, yemeğin asıl rütbesine işaret etmekteydi. Bundan sonra gelen yemek, burani-i isfanac, peşinden muhtelif sebze ve meyveleri siirüklüyordu, örneğin sebze olarak kabak, patlıcan (ba- dmcan) ve taze lahanayı (kelem-i taze). Dolmaların tercih edildiği açıktı. Dolma sadece saydığımız sebzelerden yapılmakla kalmıyor, pek çok kılığa bürünebiliyordu. 
 
Anadolu’da yetiştirilen sebzeler arasında patlıcan, lahana, bezelye, fasulye, hıyar, havuç, maydanoz, kırmızı pancar pirinç, nohut, barbunya, bakla, soğan, turp bulunmakta. 
 
Olivier’e göre Mudanya ve çevresinde patlıcan yetiştirilmektedir. İstanbul’da çeşitli yerlerde bakla, marul, hindibâ, patlıcan, biber ve kabak yetiştirilmektedir. Lubenau, Gelibolu’da yetiştirilen hıyar, turp, soğan ve kabağın İstanbul’a gönderildiğini yazar. İki Fransız gezgin Çanakkale’de lahana, soğan ve marul yetiştirildiğini belirtir.
 
Söz gelimi dolma çeşitlerini şöyle anlatır:
“Taze kabakların, patlıcanların içi oyulur ve ince kıyılmış koyun eti ile doldurulur. Sarımsak, baharat ve tuz ilave edilir, sade suda pişirilir. Bu tür yemeklerin üzerine yoğurt dökerler.
 
1800’lü yılların sonlarına doğru Murat Efendi yukarıda sözünü ettiğimiz davette yedikleri aslında zengin bir Türk’ün sofrasında nelerin bulunduğunun özeti gibidir:
 
“Türk sofralarında yemekler basit olmaktan çok sayısızdır. Çeşitli şekillerde hazırlanmış koyun eti, lezzetli sebzeler (enginar ve patlıcan zeytinyağıyla hazırlanır ve soğuk olarak sunulur) ceviz ve biberden yapılmış bir sosla çerkez tavuğu denilen yemek, ünlü börek, bal ve manda sütünün başrolleri paylaştığı çok baharatlı tatlılar, komposto ve son olarak asla vazgeçilemeyen pilav.
 
Seyyahların anlatımına göre Türkler, sonbaharda üzümlerden turşu kurup kış için saklarlar. Üzüm taneleri turşu olarak kurulunca uzun süre taze kalmaktadır. Üzümden yapılan iyi sirke şaraptan da ucuz olup her yerde bulunmaktadır. Sirke ile yapılan patlıcan, hıyar, lahana ve pancar turşusu Osmanlı sofralarının sevilen yiyecekleri arasındadır.
 
Patlıcan Nedir?  Patlıcan Nereden Geldi?
Patlıcan, bilimsel adıyla Solanum melongena, Solanaceae familyasına ait olup, ılık iklimlerde tek yıllık, tropik iklimlerde ise küçük bir ağaç şeklinde büyüyen bir kültür bitkisidir. Patlıcanın ilk yetiştiriciliği M.Ö 5.yy'da Hindistan'da gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten sonra Afrika'ya sonra Doğu Akdeniz'e ve Avrupa'ya getirilmiştir. Avrupa'ya getirilmesi 16. yy'da İspanyollar tarafından gerçekleştirilmiştir.
 
 
patlıcanın faydaları Nelerdir:
Patlıcanın faydası yok diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. İşte patlıcanın bilinmeyen özellikleri...
Patlıcan düşük kalori içerdiği için tercih ediliyor. Ayrıca sindirim sistemini rahatlatması faydaları arasında bulunuyor. Patlıcan özellikle yaz aylarında sofraları şenlendiren sebzeler arasında yer alır. Birçok organa şifa dağıtır.
 
Patlıcan Sindirim sistemini rahatlatır, kolay dışkılamayı sağlar.
Patlıcan Yüksek oranda lif içermesi sebebiyle kabızlığı önler.
Patlıcan  Bağırsakları yumuşatır.
Patlıcan A, B1, B2, C vitaminlerince zengindir. Ayrıca kalsiyum, potasyum ve demir minerallerini bulundurur.
Patlıcan Kolesterolün düzenlenmesine yardım eder. Tabii kızartma, oturtma gibi yemeklerini hazırlarken çok yağlı yapmamaya özen göstermelisiniz.
Patlıcan Kan basıncını arttırır.
Patlıcan Kalp hastalıklarının önlenmesine yardım eder.
Patlıcan Zayıflamaya yardım eder. Düşük kalori içeriği nedeniyle kilo aldırmaz.
Patlıcan Beyine de fayda sağlar.
Patlıcan Yüksek miktarda su içeriği nedeniyle cildi nemlendirir.
Patlıcan Kansere yakalanma oranını düşürür.
Patlıcan Kuru cilt ve kuru saçlara iyi gelir.
Diyabet rahatsızlığı olanlar yani şeker hastaları için de oldukça harika bir sebzedir. Şeker hastaları da bu şifalı sebzeyi rahatlıklara tüketebilir.
Güçlü bir antioksidandır. Patlıcan Bacaklarda ve basenlerde selülit oluşmasını önler.
Patlıcanın zararları nelerdir?
Bu sebze yendikten sonra ağızda ufak yaralar yada aftlar oluşturabilir.
Böbrek yada safra kesesi rahatsızlığı olanlar için zararlı olabilecek organik asitler içerir.
Böbrek taşı yada safra kesesi taşı olan kimselerin patlıcan, ıspanak ve pancar yaprağı gibi oksalat yönünden zengin gıdalar tüketmesi tavsiye edilmez.
Patlıcan kaç kaloridir?
100 gram patlıcan yaklaşık olarak 24 kalori civarındadır.


Türk Aşçı Haberleri Ve Güncel Mutfak Haberleri Not::
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Türk Aşçı Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.turkascihaberleri.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İlgili haber kopyalanarak başka bir site tarafından yayınlanmaya ihtiyaç duyulduğu takdirde kaynak gösterilerek ve web sitemize link verilerek kullanıması mümkündür.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

   
 
 

Benzer Haberler